Minimum 6 kişiyle KESİN HAREKET !..
Tüm gündüz turları yemeksiz olarak fiyata dahildir.
5 gece: İtalya – TOSKANA Köyleri + Cenova, Portofino
Cenova, Portofino, La Spezia, Lucca, Pisa Kulesi, San Gimignano, Siena, Grosseto, Pitigliano, Orvieto, Civita di Bagnoregio, Viterbo, Caprarola, Tarquinia, Roma


Tur Cenova’da başlar, Roma’da biter. Uçak bileti sizin için daha ucuz ise turu Milano’dan da başlatabiliriz. Bu şekilde olursa lütfen Milano’ya sabah veya en geç öğlen uçuşu tercih ediniz. Milano Malpensa Havalimanı – Cenova arası 2 saat 10 dakika sürer.
Konaklamalar: Cenova 1, Pisa 1, Grosseta 1, Viterbo 1, Roma 1

Sahil kasabaları dışındaki tüm kasaba ve köyler Romalılardan önce bu bölgede yaşamış olan Etrüsklerden kalmadır.
Etrüskler, İtalya’nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış ve MÖ 6. yüzyıla dek varlığını sürdürmüş bir halk olup Antik Romalılar tarafından Etrusci veya Tusci adlarıyla tanımlanmışken Yunanlar Tyrrhen, Tyrsen diye tanımlamıştır. Kendilerine Rasena diyen Etrüsk halkının bir kısmı ve kültürü zamanla Roma İmparatorluğu içinde erimiştir. Etrüskler İtalya’da dönemlerindeki diğer kavimlerden çok daha ileri bir uygarlık düzeyindeydiler. Roma uygarlığının, Etrüsk mitolojisindeki ilahlardan, hukukundan yol yapım tekniklerine kadar, kökünü hemen hemen tümüyle Etrüsk uygarlığından almış olduğu günümüzde saptanmış durumdadır.

CENOVA: Tarihte, İtalyan Şehir devleti olan Ceneviz’in başkenti olmuştur. Ünlü kaşif Kristof Kolomb’un doğduğu yer ve önemli bir liman şehridir.

PORTOFİNO: Portofino’yu hemen hemen herkes ‘I found my love in Portofino’ sözleriyle başlayan, 1950’lerde bestelenmiş şarkıdan tanır. Portofino beldesi alan itibarıyla Genova ili içerisinde en küçük belediyedir. Rengarenk evlerin çevrelediği bir küçük limanı vardır. Bu küçük nüfuslu sahil beldesi İtalya’nın ve Avrupa’nın en resimsel yerleşkelerinden biri olduğu genellikle kabul edilmektedir.

LA SPEZİA: Şehrin limanı İtalya’da en önemli ticari sivil ve ana İtalyan askeri liman niteliğindedir. Spezia Körfezi ve etrafındaki doğa güzellikleri dolayısıyla “Şairler Körfezi” olarak anılmaktadır. Bu körfez yakınındaki yüksek tepelerle çevrilidir. Körfezi çeviren tepelerin en yüksek noktası rakımı 749m olan, “Verrugoli Dağı”dır. Şehir deniz ile dağlar arasında sıkışmış bulunan dar bir sahil parçası üzerinde kurulmuştur. Bu nedenle şehir planı pek düzgün olmayan yokuşlu inişli ve kavisli yerleşim bölgeleri içinde bulundurmakta ve bazı semtler tepeler üzerinde kurulmuşlardır. 1262de deniz muhafaza kulesi olarak inşa edilmiş olan San Giorgio Kalesi, Genevizliler tarafından yıkıldıktan sonra 1371’de yeniden ve yeni surlarla birlikte yapıldı.

LUCCA: Rönesans döneminden kalma oldukça iyi korunmuş şehir, etrafını saran surları ile ünlüdür.
Meydanları: Piazza Anfiteatro Lucca (Roma İmparatorluğu döneminde site şehir planı biçiminde inşa edilen Lucca, ortasında bir forum ve aynı zamanda anfitiyatro barındırmaktaydı. Önceleri merkezdeki bu anfitiyatro planı, sonraları yerleşim alanına dönüşmüştür), Piazza Napoleone, Piazza San Martino, Piazza San Michele (Antik Roma forumu)
Kiliseler: San Michele, San Martin, San Frediano Basilikası, San Giovanni, San Pietro.

PİSA KULESİ: Pisa şehrinde Piazza dei Miracoli’de yer alan ve 1063-1090 yıllarında yapılan şehir katedralinin çan kulesi, ana yapıdan ayrı olarak 1173’te yapılmıştır. Kule üst üste bindirilmiş yuvarlak 6 sütun dizisinden meydana gelmiştir. 56 metre yüksekliktedir. Üzerine 294 basamaklı bir merdivenle çıkılır. En üstteki çanların bulunduğu 8. kat silindir biçimindedir.
Pisa Kulesi bitirildiği tarihten itibaren güneye doğru eğilmeye başlamıştır. Bunun sebebi temeldeki yumuşak zemindeki bir çökmedir. Günümüzde, kulenin tepesinden güney yönünde aşağı sarkıtılan bir çekül 4,3 metre açığa inmektedir. Ancak yapının ağırlık merkezinin izdüşümü kendi temel dairesinin içinde kaldığı için kule devrilmemektedir. Kule her yıl milimetrenin onda yedisi kadar (100 yılda 0,7 cm) eğilmektedir. Kulenin şu andaki eğimi 5,5° kadardır.

SAN GİMİGNANO: Etrafı surlarla çevrili, çok iyi korunmuş olan bir Ortaçağ kasabasıdır. “Ortaçağın Manhattanı” olarak adlandırılan yerde 12. ve 13. yüzyıllarda yapılmış olan kulelerden günümüze dek 14 tanesi ayakta kalabilmiştir. “Vernaccia” adlı beyaz şarabı meşhurdur.

SİENA: Şehirde bulunan sanat eserleri, müzeler ve şehrin ortaçağlar görüntüsü ile çok iyi bilinmekle beraber, şehirdeki Piazza del Campo meydanı ve bu meydan etrafında geleneksel olarak her yıl şehir mahalleleri arasında yapılan at yarışlarıyla (Palio di Siena; her yıl 2 Temmuz ve 16 Ağustos günlerinde olmak üzere iki kez düzenlenir) ünlüdür.

GROSSETO: Şehrin kuruluşunun orta çağların ortalarında olduğu kabul edilmektedir. Şehrin ismi geçen ilk yazılı belge M.S. 803 tarihlidir. 85 bin nüfuslu şehir, yüzölçümü bakımından Toskana bölgesinin en büyük alanlısıdır; merkezi İtalya’da üçüncü sırayı alır ve tüm İtalya içinde dokuzuncu sıradadır.
Görülecek yerler:
Şehir Surları: Grosseto tarihsel şehrinin etrafı tamamıyla, önce ortaçağlarda 11.-14yy. da yapılan ve sonra 15. yüzyılda 1574’te I. Francesco de Medici yeniden yapılan surlarla çevrilidir. Bu yeni surlara mimar “Baldassarre Lanci” tarafından tasarlanmış ve yapımı 19 yıl sürmüştür. 1757ye kadar surların dışında bir topraktan hendek bulunmaktaydı. Bu tarihsel şehre giriş kuzeyde “Porta Nuova” şehir kapısından ve güneyde “Porta Reale” (simdi “Porta Vecchia”) kapısından yapılmaktaydı. “Porta Nuovo” kapısı 19, yüzyılda şehir duvarlarında bir kısmının yıkılıp yeni bir şehir giriş kapısı olarak yeniden yapılmasıyla ortaya çıkmıştır.
San Lorenzo Katedrali: Eski bir kilise yerine 13. yüzyıl sonlarında yapılmaya başlanmıştır ve tasarımı Siena’lı mimar “Sozzo Rustichini” idi. Ama Siena ile devam eden çatışmalar dolayısıyla ancak 15. yüzyılda tamamlanmıştır. Katedralin on cephesi Romanesk mimari stilinde üstünde siyah ve beyaz mermer sıralarından yapılmıştır; ancak bu cephenin orijinal değil hemen hemen tamamının 16. yüzyılda ve 1816-1855 yıllarında yapılan restorasyon sonuçları olduğu kabul edilmektedir. Katedralinin içinde çok sayıda tablo bulunmaktadır. çok süslü kazılmış vaftiz etme kurnası ve 1470-1474de “Matteo di Giovanni” tarafından hazırlanan mihrap tablo panelleri çok ilgi çekmektedir. Katedralin çan kulesi 1402de tamamlanmıştır ve 1911’de restore edilmiştir.
Saray ve konaklar:
Palazzo Aldobrandeschi – Günümüzde Grosseto ili Hükümet Sarayı
Belediye Sarayı
Piskoposluk Sarayı eski manastır

PİTİGLİANO: 313 m yükseklikte, 4 bin nüfuslu, Orta Çağ’dan kalma bir beldedir. Ekonomisinde şarap ve zeytinyağı üretimi önemlidir. Görülecek yerler arasında; Orsini şatosu (14 ve 15 yy.’da yeniden yapılmış), Santa Maria kilisesi (ön yüzü 1506’da yapılmış), Rönesans’tan kalma sinagog, Büyük su kemeri (1545) ve Şehir müzesi sayılabilir.

ORVİETO: Şehir, rakımı 325m olan açık kahverengi volkanik tufa kayalıklı büyükçe bir masa dağ üzerine konumlanmıştır. Orvieto tufa kayalıklardan oluşan, nerede ise dikey 20–50 m yükseklikteki uçurumlar üzerinde bulunması ve bu uçurumların tam kenarında aynı tufa taşından şehrin savunma surlarının bulunması ile Avrupa’nın en dramatik tarihsel şehir manzaralarından birini gösterir.
Orvieto Katedrali, Kiliseler, Konak ve Saraylar, Mağaralar ve Kuyular bulunur.
Görülecek yerler:
Katedral
Orvieto Katedrali – 1290da yapımına başlandı. Özellikle ön cephesi ile Gotik mimari stilinin bir şaheseri olarak tanınmakta. Önce mimar “Alfredo di Cambio” tasarımını hazırlamıştır. Sonra ünlü 14. yüzyıl mimarı “Lorenzo Maitanı” tarafından çok sayıda heykel eklenmiş ve ön cephesi beyaz travartin ve yeşilimsi siyah bazalt taşları ile çok süslü olarak tasarımlanıp yapılmıştır. Maitanı katedralin içinin mimarisini de değiştirmiştir.
San Brizio Şapeli: Fra Angelico (1395-1455) fresko tabloları ve Luca Signorelli (1499-1502) Giudizio Üniversale (Kıyamet Hesap Günü) fresko tabloları bulunur.
Corporal of Bolsena – Bir Katolik Hristiyan mucizesi gösteren kumaş Katedralde bulunan çok sayıda diğer dinsel mucizevi eserler ile birlikte saklanır. Bu mucizevi kumaş yaklaşık 1337’den beridir Paskalya yortusundan sonra ilk Perşembe günü şehirde bir büyük geçitle halka gösterilir.
Konak ve saraylar
Palazzo Comunale (Belediye Sarayı) – Yapımı ortaçağlar 1216-1269. 1600lı yıllar başında restorasyon.
Palazzo Soliano: 1297 yapımı. Günümüzde Orvieto Emilio Greco Müzesi ve Museo dell’Opera del Duomo (Katedral Müzesi)
Palazzo Vascovile (1287) – Papalık Devlet Sarayı. Günümüzde Orvieto Milli Arkeoloji Müzesi.
Palazzo Capitano del Popolo – Yapımı klasik mimari stilde M.S. 800. Ama 1987-1989da restore edilmiştir. Günümüzde Kongre Merkezi.
Palazzo Faina – Günümüzde Museo Claudio Faina ve Şehir Müzesi
Palazzo dei Febei – Rönesans çağı yapımı
Palazzo Gualterio
Via della Cava – Tipik eski yokuşlu bir sokak
Mağaralar ve kuyular
Pozzo di San Patrizio – Yapımı 1526 Büyük bir kuyu ve sarnıç
Pozzo della Cava – Kuyu ve sarnıç
Grotte di Adriano – Şehir altında bulunan büyük bir mağara sisteminin bir parçası
Necropoli del Crocifisso del Tufo ve Cannicella – Katkomb mağara mezarlıklar
Tempio del Belvedere : Antik Etrusk tapınağı kalıntısı
Kiliseler
San Giovenale Kilisesi: Yapımı 1004
Sant’Andrea Kilisesi – Hristiyanlığın ilk dönemleri yapısı
San Domenico Kilisesi – Katedral ilk mimari Arnolfo di Cambio tasarımı.
San Ludovico Kilisesi
San Francesco Kilisesi – Yapımı 13. yuzyil

CİVİTA Dİ BAGNOREGİO: Etrüsk’ler tarafından kurulmuş ve 2500 yıldan eski bir kasabadır. Kasaba, Tiber nehri vadisine bakan küçük bir volkanik tüf platosunun tepesindeki çarpıcı konumundan dolayı dikkat çekmektedir. Platonun kenarları aşınmadan dolayı çökerek binaları çökertmek ve altta yatan destekleri ortadan kalkarken parçalanmaya devam etmesi sürekli bir tehlike altındadır.

VİTERBO: Şehri Etrüsk’lerin kurduğu iddia edilmekle beraber şehrin bir Etrüsk yerleşimi olduğuna ait arkeolojik kalıntı bulunmamaktadır. Şehre dair ilk yazılı belge 8. yüzyıla aittir. 11. ve 12. yüzyıl yapılmış olan antik San Pellugrino ortaçağlar mahallesi şehir surları içinde olup hem mahalle evleri hem de şehir surları günümüze kadar kalmışlardır. Antik Roma devrinde savunma mevki olan şehirdeki askeri ve sivil eğitim kurumları şehir ekonomisine büyük katkıda bulunurlar (Kara ve Hava gücü ve eğitim merkezi, Subay Eğitim Merkezi). Tuscia Üniversitesi ve Güzel Sanatlar Akademisi önemli okullarıdır. Şehir ve civarında sıcak su kaynakları ve kaplıcalar bulunur. Seramik, mermer taş işleme ve tahta yontma sanatları önemlidir. İtalya Devleti’ne ait olan altın rezervlerinin saklandığı yapılar Viterbo’da bulunmaktadır. Viterbo ve civarında tarım üretimi önemlidir. Özellikle fındık.
Görülebilecek turistik yerler:
Papalık Sarayı: yapımı 1255-1266. Papa’yı savunmak üzere San Lorenzo tepesi üzerinde bir kale şekilde yapılmıştır. Bir tarafında iki ince sütunla desteklenen yedi ince süslü kemeri bulunan ünlü “loggia (balkon)” bulunmaktadır. Bu balkondan “Salle del Conclavo (Buyuk Toplantı Salonu” na girilir. Bu salon 1670’te X. Clemente’nin “Ben Papa olmak istemiyorum” şeklindeki itirazlarına rağmen, papa seçildiği mevkiidir.
San Lorenzo Katedrali: Eski bir Romalı Herkül tapınağı üzerinde Lombard mimarlar tarafından Romensk mimari stilinde yapılmıştır. 16. yüzyıldan sonra birkaç defa renovasyondan geçmiştir. II. Dünya Savası sırasında 1944’te müttefiklerin bombardımanından büyük hasar görüp yeniden yapılmıştır. Çan kulesi 14. yüzyıl ilk yarısından kalma Gotik mimari stilinin ünlü örneklerinden biridir. Tek Portekiz asıllı ve doktor meslekli 1276-1277’de Papa olan XXI. Giovanni lathi bulunur.
San Pellegrino Ortaçağlar mahallesi: Bu mahalle Katedral Meydanı’nın hemen yanında bulunup Ortaçağlardan beri hiç değişmeden korunmuştur. Antik Viterbo için tipik olan birçok özel ev bulunmaktadır. Eski şehrin merkezi olan “Plebicit Meydanı”nın etrafında hem komun merkezi Belediye Sarayını hem de il merkezi Hükümet Sarayı bulunur. Bunun kenarından bir kücük tepeye çıkan yol sonunda Piazza Verdi ve Viterbo’nun patron azizi anısına “Santa Rosa Kilisesi” bulunur. “Piazza della Rocca” ve “Piazza Fontana Grande” bu mahalle içindedir.

1080’de yapılmaya başlanan “Santa Maria Nuova Kilisesi” Lombard yapımı avlusu ile ünlüdür. Bu eski mahalleye günümüze kadar gelen 11. ve 12. yüzyılda yapılmış şehir surlar ile çevrilidir; bu surlar üzerindeki “Torre Branca” (veya “Bella Galliana” ilgi çekicidir. Mahalleye surlardan giriş eski şehir kapılarından (“Porta Faul”, “Porta Romana” ve “Porta Fiorentina”) yapılır.

Palazzo Comunale (Belediye Sarayı): Yapıma başlangıç 1460 ve tekrar yapımı 1771. 1264’te Palazzo del Podestà sonra Palazzo della Prefettura. Şehir merkezi olan “Piazza del Plebiscito Meydanı”‘nda bulunur. İçinde birkaç 16. yüzyıl Barok stilinde duvar fresko tabloları vardır.
Santa Maria della Salute: Gotik mimari stilde küçük bir kilise. Çok süslü bir ana giriş kapısı vardır.
Chiesa del Gesù Kilisesi: Yapımı 11. yüzyıl. Romenesk stilinde.
Palazzo Farnese: Yapımı 14. ve 15. yüzyıl. Sonradan Pope Paulus III Alessandro Farnese ve güzelliği ile ünlü olan kız kardeşi “Giulia Farnese” 16. yüzyılda bu sarayda yaşamışlardır.
Rocca (Kale).
Santa Maria Nuova (yapımı 11. yüzyıl), San Sisto (yapımı 9. yüzyıl ikinci yarısı), San Giovanni in Zoccoli (yapımı 11. yüzyıl). Romanesque mimari stilinde kiliseler.
Palazzo degli Alessandri: Ortaçağlar mahallesinde Ortaçağlardan kalma zengin soylu evi
Fontana Grande (Büyük Çeşme): Yapıma başlangıç 1206.
San Francesco Kilisesi: Lombard’lardan kalma bir kale üzerine Gotik mimari stilinde yapılmıştır. 1276da Viterbo’da ölen Papa Adriano V’in süslü lathi içindedir.

CAPRAROLA: Köy, Cimini Dağı olarak bilinen çeşitli volkanik tepelerde yer almaktadır. Kasaba, çevredeki kırsal taraf olan Villa Farnese’nin hakim olduğu büyük Rönesans konağına veya villana ev sahipliği yapmaktadır. Şehir civarında Rönesans dönemi büyük konak ve villalar bulunur. Fernese Sarayı görülmeye değerdir.

TARQUİNİA: Etrüsk’lerden kalma eski bir kenttir ve üzerinde bulunduğu Etrüsk Nekropolleri veya mezarlıkları sayesinde tanınmıştır. 2004 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir.

ROMA: Tiber ve Aniane nehirleri arasında kurulu şehir yaklaşık 2.7 milyon nüfuslu şehirdir. Roma Büyükşehir’in toplam nüfusu 4 milyondur. Roma’da katoliklerin ruhani lideri Papa’nın yaşadığı bağımsız devlet Vatikan da yer almaktadır. Bu sebeple Roma’ya iki devletin başkenti de denilmektedir.
Roma, İtalya’nın en kalabalık şehri ve 1285.3 km²lik yüzölçümüyle Avrupa’nın en geniş yüzeye yayılmış başkentlerinden biridir. Roma Büyükşehir’in toplam nüfusu 4 milyondur.
Roma 7 tepe üzerinde kuruludur. Bu tepeler: Palatino, Aventino, Campidoglio, Quirinale, Viminale, Esquilino, Celio.


FİYATA DAHİL OLAN HİZMETLER
– Özel araç ile havalimanı transferleri, şehirlerarası transferler ve şehir turları,
– Türkçe rehberlik hizmetleri,
– Programda belirtilen tüm geziler,
– Araç ve rehberlik hizmeti gün boyu ve akşamı kapsar

FİYATA DAHİL OLMAYAN HİZMETLER
– Konaklama, Uçak bileti, Vize Ücreti, Yurtdışı Çıkış Harcı, Seyahat, sağlık ve vize sigortası,
– Programa dahil olmayan ekstra servis ve Tüm otel ekstraları ile kişisel harcamalar,
– Rehber konaklaması (3* otel) yolculara aittir.